Her sene yaz geldiğinde, Adana’da mutlaka birisi Güneş’e silah sıkar değil mi? Hak vermemek elde değil, tam da o sıcaklıklara girdik çünkü…
Peki ya silah yerine Güneş’in üzerine su dökülseydi? Gerçekten işe yarar mıydı sizce?
Güneş, aslında bildiğimiz anlamda bir ateş değil. Enerjisi, nükleer füzyondan geliyor.
Nükleer füzyon, aşırı basınç altında hidrojen atomlarının helyum atomlarına dönüşmesidir. Bu süreç Güneş’in çekirdeğinde, 15 milyon derece sıcaklık ve 333.000 Dünya’nın basıncı altında gerçekleşir.
Hidrojen atomları bu aşırı koşullarda birleşerek helyum oluşturur. Bu süreçte nötrinolar, pozitronlar ve gama ışınları yayar. Oluşan helyumun kütlesi, birleşen hidrojen atomlarının toplam kütlesinden daha azdır ve kayıp kütle, saf güneş enerjisi olarak salınır.
Diyelim ki Güneş kadar büyük bir su kaynağı bulduk ve bu suyu Güneş’e yönlendirdik, ne olurdu?
Uzayın soğukluğunda suyun, devasa bir buz topuna dönüşmesi kuvvetle muhtemel ama yine de Güneş’e doğru ittirdiğimizi varsayalım. Bu buz topunu Güneş’e doğru ittiğimizde ne olurdu?
Su, Güneş’in atmosferine yaklaştığı an buharlaşırdı. Ancak yine varsayalım ki buharlaşmış suyu Güneş’in çekirdeğine ulaştırdık.
Bu durumda su buharı, hidrojen ve oksijene ayrışırdı. Nükleer füzyonun ana yakıtı hidrojen olduğundan, Güneş’i söndürmek yerine ona daha fazla yakıt sağlamış olurduk! Tebrikler, artık Adanalılar daha sinirli…
Eğer Güneş’e suyu ışık hızına yakın bir hızla fırlatabilseydik, Güneş’in kütle çekim dengesini bozarak onu parçalayabilirdik.
Ancak yine de Güneş’i tamamen söndürdüğümüz anlamına gelmezdi sadece onu yok ederdik.
Böyle bir senaryoda Güneş’in çekim kuvveti ortadan kalkar ve gezegenler uzayda savrulurdu, böylece tüm yaşam donarak yok olurdu. Kısaca teorik olarak ilginç ancak pratik olarak intihar diyebiliriz.
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: