İstanbul Suriçi Grubu’nun düzenlediği kahvaltı programı Fatih’te gerçekleştirildi.
Erbakan, “Türkiye, 57 Müslüman ülkeyi bir araya getirerek, bu ülkelerin sahip olduğu imkanları zulme karşı bir yaptırım gücü olarak kullanmalı,” ifadelerini kullandı.
Toplantı, İstanbul Suriçi Grubu Derneği tarafından bir otelde düzenlendi ve Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan’ın yanı sıra, İstanbul Suriçi Grubu Derneği Başkanı Nedim Abi, MKYK üyeleri, il başkan yardımcıları ile iş ve siyaset dünyasından birçok isim katıldı. Kahvaltının ardından protokol konuşmaları yapıldı ve Erbakan’a Türk bayraklı bir tablo hediye edildi. Programın sonunda ise katılımcılar sahneye çıkarak hatıra fotoğrafı çektirdi.
Erbakan, konuşmasında dış politikaya değinerek Gazze ve Filistin’deki durumu ele aldı ve şöyle konuştu: “Yıllarca Irak’taki felaketleri izledik; bir milyon insan hayatını kaybetti, ülke işgal edilip bölündü. Arakan’da kadınların ve çocukların katledildiğini gördük. Keşmir’i, Doğu Türkistan’ı izliyoruz. Şimdi de Gazze’nin acılarına tanıklık ediyoruz. Ancak sadece kınamalarla, mitinglerle ve lanetlemelerle bu durumu değiştiremiyoruz. Gazze neredeyse yok oldu, sırada Batı Şeria var. Yakında Filistin diye bir yer de kalmayacak. Bu mesele, yalnızca Filistinli, Arap ya da Müslümanların sorunu değil; insanlığın sorunu. Bu durumla başa çıkmak için güçlü olmamız gerekiyor.”
Erbakan, Türkiye’nin tek başına güçlü olmasının yeterli olmadığını belirterek, “57 Müslüman ülkenin Türkiye’nin öncülüğünde bir araya getirilmesi gerekiyor. Bu ülkeler bir araya gelirse, sahip oldukları imkanları bu zulme karşı bir yaptırım gücü olarak kullanabilirler. Allah’ın verdiği nimetleri yaptırım gücü olarak kullanırsak, karşı tarafın masaya oturmaktan başka seçeneği kalmaz. Dünyadaki petrolün üçte ikisi, doğal gazın yüzde 55’i ve su kaynaklarının yarısı Müslüman ülkelerin elinde. Bu kaynakları kesersek, kimse hayatta kalamaz,” dedi.
Birlik ve beraberlik içerisinde hareket edilmesi gerektiğini savunan Erbakan, “Bugün 2 milyardan fazla bir alım gücümüz var. Organize bir boykot, onların ayakta kalmasını zorlaştırır. Dış politikada esas hedefimiz bu olmalı. Gazze, Doğu Türkistan, Keşmir gibi mazlumların kurtuluşu için Türkiye’nin öncülüğünde bir birlik sağlanması gerekiyor. İsrail, Avrupa’yı, Amerika’yı ve dünyadaki finansı arkasına almış durumda; biz de birlik ve beraberlik içinde bu gücü ortaya koymalıyız,” şeklinde konuştu.
Bir katılımcının Cumhur İttifakı’na verdikleri destekten pişman olup olmadığını sorması üzerine Erbakan, “Partimizi kurduktan sonra bu meseleleri gündeme getirdik ve bize, ‘Bu hususları iktidarda olanlarla birlikte hayata geçirseniz daha hızlı olmaz mı?’ dediler. Biz de bu nedenle 14 Mayıs’taki ittifak teklifini değerlendirdik. İttifaka katılmak için herhangi bir ön koşul koymadık. Milli Görüş’ün yıllardır savunduğu prensiplerde adım atılması halinde destek olacağımızı söyledik. Bu taleplerimiz kabul edilmediği için önce kendi Cumhurbaşkanı adayımızı belirledik, ancak sonra taleplerimiz kabul edilince adaylığımızı geri çektik. Bu adımı atmasaydık kendimizi sorumlu hissederdik. Destek verdiğimiz için bir pişmanlık duymuyoruz, şimdi vicdanen rahatız. İnşallah ileride partimiz iktidara gelir ve bu hususları biz hayata geçiririz” dedi.