Arkasında kalıcı ve unutulmaz bir miras bırakan Steve Jobs, 5 Ekim 2011 tarihinde hayatını kaybetti. Ancak ünlü Apple CEO’su olmak ve iPhone gibi efsanevi cihazlar yaratmak, geride bıraktığı tek şey değildi.
Jobs, bir tümöre bağlı solunum durması nedeniyle vefat etmeden bir yıl önce kendisine dokunaklı bir e-posta gönderdi.
Efsanevi mucit, 1976 yılında Steve Wozniak ile birlikte Apple’ı kurdu ve kısa sürede ün kazandı.
Bir süre uzak kaldıktan sonra, 1997 yılında iflas etmek üzere olan teknoloji şirketine CEO olarak geri döndü ve şirketi yeniden canlandırarak iPhone, iPod ve iPad gibi ürünlerin tasarlanmasına öncülük etti.
E-POSTA NEYİ İÇERİYORDU?
Steve Jobs, 2 Eylül 2010 tarihinde kendi e-posta adresine, oldukça düşünülmüş, heyecan verici sözlerle dolu bir e-posta gönderdi.
Gece saat 11:08’de gönderilen e-postada Jobs kendisine şunları yazdı:
“Yediğim yiyeceklerin çok azını kendim yetiştiriyorum ve yetiştirdiklerimin tohumlarını da ben üretmedim. Giysilerimin de hiçbirini kendim dikmedim. İcat etmediğim bir dili konuşuyorum. Kullandığım matematiği ben keşfetmedim. Kendim tasarlamadığım ya da yasalaştırmadığım, özgürlükler ve yasalar tarafından korunuyorum. Kendi yaratmadığım bir müzikten etkileniyorum. Tıbbi müdahaleye ihtiyaç duyduğumda, hayatta kalmak için kendime yardım etmekten acizim. Transistörü, mikroişlemciyi, nesneye yönelik programlamayı ya da üzerine çalıştığım teknolojilerin çoğunu ben icat etmedim. Yaşayan ve ölü tüm insanları seviyorum ve onlara hayranlık duyuyorum. Yaşamım ve refahım için tamamen onlara bağımlıyım.
iPad’imden gönderildi.”
NADİR GÖRÜLEN BİR KANSER TÜRÜ
Jobs’a 2003 yılında nadir görülen bir pankreas nöroendokrin kanser teşhisi kondu,
Kendisine 2009 yılında karaciğer nakli yapıldı ancak 2011 yılında 56 yaşında hayatını kaybetti.
Sızan e-posta onun derin düşüncelerini ve dokunaklı sözlerini gösterirken, ölmeden önceki son sözlerini de kardeşi aktardı.
Kız kardeşi Mona Simpson, Jobs’ın cenaze töreninde son sözlerinin ‘üç kez tekrarlanan tek heceli sözler’ olduğunu anlattı: “Oh wow, oh wow, oh wow.”